Mor ötesi ışınlar ve Kızıl ötesi ışık nedir ?
Mor ötesi ışınlar dediğimiz ışık ultraviyole ışıktır. Bilimsel olarak 400- 700 nm dalga boyları arasına duyarlı ışıktır. Görebildiğimiz en son ışık Mor ışığa denk geldiğinden bu skala dışında kalan göremediğimiz ışık türüne mor ötesi ışık deriz. Bu renk sisteminin diğer ucunda ise kızıl renk bulunur. İnsan gözünün görebileceği diğer uç renk olan kırmızı renginin ötesine taşan ışığa ise kızıl ötesi ışık diyoruz.
Renk skalası nasıl oluşur ?
Mor ötesi ışınlar ve kızıl ötesi ışınları tanımlamadan önce, Rengin ne olduğunu bilmeliyiz. Bu sebeple bu paragrafı okumadan geçmeyiniz.
Renk biliminin kurucusu Newton’dur. Bir ses, ses dalgasının, sesi. çıkaran araçtan çıkıp yayılmasıyla” kulağımıza ulaşır. İşte ışığın gözümüze çarpması da bu demektedir. Bilimsel araştırmalar sonunda, her cismi meydana getiren bölgülerin büyük bir hızla döndüğü görülmüştür. Her atomda ufak bir gezegen sistemini andırır. Bu-sistemdeki küçük parçalar gezegenlerin merkez çekirdeğin etrafında döndükleri şekilde, değişik dönencelerde sürekli olarak dönüyor gibidir.Her rengi severiz. Çocuk ise özellikle canlı renklere hayrandır, yaptığı resimleri boyamak da onun için sonsuz bir zevktir.
lşıksız renk olmaz; doğadaki bazı canlı varlıklar (hayvan ya da bitki) çeşitli renkler sayesinde çevrelerine benzer hale gelirler. Örneğin, kaplanı düşünelim. Postundaki enine, sarı ve siyah çizgiler, toprağın rengini ve yarısı güneşte, diğer yarısı ise gölgede kalmış çalılıkları taklit etmektedir. Yılanlar da bitki örtüsünün ya da yaşadıkları çöllerin rengini almışlardır. Doğa, renkleri akla gelmeyecek derecede değişik amaçlarda kullanmıştır. Örneğin, çiçeklerin parlak renkleri böceği çeker; böylece çiçek tozunun dağılması sağlanır. Her cismin kendine göre bir ışık yansıtma şekli vardır. Cisimler bazı ışınları emerler, bazılarını da yansıtırlar; demek ki renkler, ışığa ve cismi meydana getiren maddelerin karışımına göre değişirler.
Bu elektronlar, bir elektrik telinin içinde yer değiştiren, dalga hareketleri yapan elektronların aynıdır. Ağ tabaka bu ışığı beyne ulaştırır. ‘Aynı zamanda elektronlar hızla yer değiştirerek, göz evinden geçerler ve böylece bir saniyede sayısız-titreşimler yaparlar. Işık her yöne, saniyede 300000 km.’lik bir hızla yayılır. Bu uzunluk dünyanın çevresinin 7,5 katına eşittir.
Gözümüze çarpan ışık, aslında saniyede 370750 milyon arası titreşim yapmıştır: Bilim adamları, ışığın göz üstünde kızıl bir iz bıraktığını ispat etmişlerdir. Dalga boyu küçüldükçe bu kızıl renk gitgide zayıflar, turuncu olur, sararır, dalga boyu daha da küçülürse sırayla yeşil, mavi çivit rengi ve mordur.
Kızıl ışık, eterin hareketinden doğar. Bu hareketi denizdeki uzun ve yavaş dalgalara benzetmek mümkündür. Oysa ki mavi ışık, kısa ve çabuk bir titreşim halinde oldugundan,
Gökkuşağı. olayı, güneş ışınlarının yağmur damlacıklarının içinde kırılması ve yansımasına dayanır.
göldeki ufak dalgacıklara benzetilebilir.
Işın nedir ?
Renklerin genel yapısını öğrendik. Şimdi de ışın nedir konusuna geçelim. Bu bilgi Mor ötesi ışınlar ve kızıl ötesi ışınları daha kolay anlamamıza yarayacak. Işın hakkında biraz bilgi edinelim.
Şimdi, görülen ve görülmeyen ışık dalgalarını inceleyelim. Newton renk bilminin kuruçusudur. Aslında yedi rengin karışmasından meydana gelmiş olan beyaz ışığı da ilk olarak o incelemiştir. Bu buluşunu ispatlamak için de güneş ışığını kristalden yapılmış üçgen bir prizmadan geçirerek ayrıştırmıştır. Elde edilen renk serisine ışın demeti denir.
Kızıl ötesi ışınlar
Bu ışın demetini bir ekran üstüne yansıttığımız zaman, renk serisinin bir başında kızıl, diğer başında ise mor rengin yer aldığını görürüz. Bilimsel incelemeler, kızıldan sonra gözümüzün göremediği daha birçok rengin varlığını ispatlamıştır: Dalga, uzadıkça kızıl ötesi renkler meydana gelir. Bu renklere biz kızıl ötesi diyoruz. Bu ışınlar ısı verirler ve termometreyle ölçülürler.
Mor ötesi ışınlar
Mor renkten sonra, dalgalar küçülür ve mor ötesi ışınlar meydana gelir. Bu ışınlar çeşitli alanlarda kullanılır. Kızılötesi ışınlar, ısı kaynağı olarak, mikroskopta, çok ince ayrıntıları belirtmek için fotoğrafçılıkta, telefotografide ve birtakım tıbbi teşhislerde (örneğin karbon monoksitle zehirlenme olaylarında) kullanılır.
Morötesi ışınların Biyoloiik etkileri
Mor ötesi ışınların biyoloiik etkileri de vardır: Bunun en basit örneğini dağ güneşinin insan bedeni üstündeki etkisiyle ölçebiliriz. İnsanoğlu, bu morötesi ışınları kuartz lambaları ve Bazı hayvanların, avlarına kolayca yaklaşabilmek ya da kendilerinden güçlü olanlarından korunabilmek için, bulundukları yerin renklerini aldıklarını duymuş ya da okumuşsunuzdur. Bu olaya renk değiştirme adı verilir. Bu doğal blayın belli başlı örneği olarak bukalemun gösterilir. Örneğin bu hayvan, yapraklar arasındaysa rengi yeşil bir hal alır. Dallar üstünde duruyorsa, çoğunlukla kahverengi bir boyaya boyanır. Bu hayvanın gözü yerinden alınırsa, üzerinde bulunduğu son renk bir daha değişmez, öylece kalır. Bazı balıklar, deniz hayvanları da, bulundukları ortama göre değişik renklere bürünebilirler.
Renkseçmezlik Bir cins göz hastalığı olan renk seçmezliğin tıptaki adı akromatopsi’dir. Bunlar eşyaların biçimlerini görürüler, fakat renklerini fark edemezler. Uç rengi seçememesinden ileri gelen bu civa buharı (sunî güneş) sayesinde elde eder. Bu durum, gözün kusurundan oluşur.
Tabiî bir tayfı incleyelim: Gökkuşağı ışık kırımından başka birşey değildir. Güneş ışığı, sağanaktan sonra havadaki yağmur damlacıklarından süzülür, ayrışarak, yansır. Bu olayı, güneşli birgünde kolaylıkla tekrar edebiliriz. Tayftaki renklere basit renkler denir; çünkü bunlar başka renklere bölünemezler. Renkli camlar uzaktaki tayfın renklerini emerler. Böylece kobalttan geçirilmiş bir cam sarı, turuncu, kırmızı ve yeşil renkleri üstüne ‘çeker; maviyi, moru ve kızılı ise süzer. Renkler söylemi son derecede geniştir. Üç tane bellibaşlı renk vardır. Bunlar Kızıl, sarı ve mavidir. Kızıl ve sarı karışımından turuncu. sarı ve mavi karışımından yeşil oluşur,
Mor renk nasıl elde edilir ?
Kırmızı ve mavi karışımından ise morun çeşitli tonları elde edilir. Siyah renk, ışık dalgalarının mevcut olmadığını gösterir ve bütün renkleri soğurur. Siyah üç belli başlı rengin karışımından elde edilir; bu renkler sarı, kızıl Ve mavidir. Renkler arasındaki ufak farklar, dalga boyundaki farklardan ileri gelir. Beyaz bütün renklerin toplamından elde edilir. Bileşimi beyaz Veren iki renge tümleyici renkler denir. Çünkü bu iki renk adeta ışığı tamamlar. Yeşilin, kırmızıyla, morun sarıyla, turuncunun maviyle bileşmesinden beyaz elde edilir.
Işık dalgaları ve ışın demeti
Işık dalgaları son derece hızlı bir harekete sahiptir; sesin dalga hareketlerine benzeyen; fakat bazı yönlerde farklı bir dalga hareketine göre yayılırlar. Sesin Yayılması hava gibi bir ortamda mümkündür. Oysa ki ışık, boşlukta da yayılabilir. Işığın titreşim sayısı ve frekansı sesinkine göre çok daha fazladır. Bir canlı varlık, ışık dalgaları, dalga hareketiyle görme sistemini etkilediği zaman, ışığı hisseder. ‘
Ana renkler
Üç tane ana renk vardır. Bunlar Kırmızı, sarı ve mavidir. Kızıl ve sarı karışımından turuncu. sarı ve mavi karışımından yeşil, kızıl ve mavi karışımından ise morun çeşitli tonları elde edilir. Siyah renk, ışık dalgalarının mevcut olmadığını gösterir ve bütün renkleri soğurur. Siyah üç belli başlı rengin karışımından elde edilir; bu renkler sarı, kızıl ve mavidir. Renkler arasındaki ufak farklar, dalga boyundaki farklardan ileri gelir. Beyaz bütün renklerin toplamından elde edilir. Bileşimi beyaz Veren iki renge tümleyici renkler denir. Çünkü bu iki renk adetâ ışığı tamamlar. Yeşilin, kırmızıyla, morun sarıyla, turuncunun maviyle birleşmesinden beyaz elde edilir. ince bir altın tav bakası yansımayla sarı renkte görünür; oysa ki saydam olduğu zaman yeşildir.
Bazı insanlarda renk körlüğü hastalığı vardır. Bunlara dalton denir. İngiliz bilim adamı Dalton’un (daltonizm bu isimden gelir) kendisi de renk körü olduğundan, bu hastalık üzerinde incelemeler yapmıştır. Araştırmaları sonunda renk körlerin bazı renkleri göremedikleri, özellikle kırmızı yerine yeşil gördükleri sonucuna varmıştır.
Bazı hayvanların, avlarına kolayca yaklaşabilmek ya da kendilerinden güçlü olanlarından korunabilmek için, bulundukları yerin renklerini aldıklarını duymuş ya da okumuşsurıuzdur. Bu olaya renk değiştirme adı verilir. Bu doğal ‘olayın belli başlı örneği olarak bukalemun gösterilir. Örneğin bu hayvan, yapraklar arasındaysa rengi yeşil bir hal alır. Dallar üstünde duruyorsa, çoğunlukla ka’hverengi bir boyaya boyanır, Bu hayvanın gözü yerinden alınırsa, üzerinde bulunduğu son renk bir daha değişmez, öylece kalır. Bazı balıklar, deniz hayvanları’da, bulundukları ortama göre değişik renklere bürünebilirler.
Renk körlüğü Renk seçmezlik nedir ?
Bir cins göz hastalığı olan renkseçmezliğin tıptaki adı akromatopsi’dir. Bunlar eşyaların biçimlerini görürler, fakat renklerini fark edemezler. Üç rengi seçememesinden ileri gelen bu durum, gözün kusurundan oluşur. Renk körü olanlar ya hiç bir rengi göremezler ya da bazı renkleri, başka renkler arasından ayırdedemezler. Bunlar çevresinde bulunan eşyayı, bir siyah-beyaz fotoğraf gibi görürler. Bu gibi göz hastaları ışıkları ancak şiddetlerine göre kıymetlendirebilirler.