Depresyon nedir ? Belirtileri nelerdir? Tedavisi nasıldır?
Depresyon nedir ?
Depresyon terimi gündelik hayatta en çok kullanılan tıp terimlerinden biridir, bu sebepledir ki bir çok yanlış anlaşılma ve yanlış inanışın konusu olmuştur. Hemen hemen herkesin hayatının bir döneminde ağzından ”bu aralar depresyondayım’‘ cümlesini duymak kuvvetle muhtemeldir. Peki acaba her üzgün hissetme hali her keyifsizlik, depresyon mudur?
Depresyon nedir? Ne değildir? Nasıl tedavi edilir? Depresyon da Antidepresan kullanılmalı mıdır? Bu soruların cevaplarına beraber bakalım.
Depresyon belirtileri nedir?
En az iki hafta süreyle, hemen hemen her gün olan, gün boyu süren, çökkün bir ruh hali ve yine hemen hemen her gün olan ve gün boyu süren daha önceden ilgi duyduğu ve yaparken keyif aldığı etkinliklerden artık zevk, keyif alamama durumundan en az birisinin olması ile birlikte
- iştahsızlık,
- yeme isteğinde artış,
- çok uyuma ya da az uyuma,
- yorgunluk,
- bitkinlik,
- kendini değersiz hissetme
gibi belirtilerin eşlik etmesi haline tıbbi açıdan depresyon denir.
Burada görüldüğü üzere ara sıra hepimizin hissettiği keyifsizlik durumu ile depresyon hastalığı tamamen farklı kavramlardır.
Toplumda Ne Kadar Sıklıkla Depresyon Görülür?
Yapılan çalışmalarda depresyonun, kadınlarda %5-9 erkeklerde %2-3 arasında görülme sıklığı olduğu görülmüştür. Yaşam boyu depresyon geçirme olasılığı ise kadınlarda %10-25 erkelerde %5-12 olarak belirlenmiştir.
Birinci derece akrabalarda depresyon görülmesi, kişide depresyon görülme riskini 3 kata kadar arttırır.
• Çökkün ruh hali
• İlgi kaybı, isteksizlik, zevk alamama
• Yemek yeme isteğinde artma ya da azalma, kilo değişiklikleri
• Uyku düzensizliği ( uykuya dalmada güçlük, sık uyanma, kabus görme, çok uyuma)
• Değersizlik hissi, suçluluk duyguları
• İntihar düşünceleri
• Sinirlilik, tahammülsüzlük
• Cinsel istekte azalma
• Halsizlik
• Hareketlerde yavaşlama
• Sesler duyma, hayaller görme
• Şüphecilik
Depresyonda mıyım nasıl anlarım ?
Stresi anlamak aslında çok kolaydır. Ünlü İngiliz diyetisyen Charlotte Watts, insanların stresli olduğu anları işaret eden 7 durumu yazdı. Watts’m listesine göre belirlenen 7 işaret kısaca şöyle :
-Tırnakların üzerindeki beyaz noktalar. Önleyici gıdalar: Ispanak, Mantar, hayvansal gıdalar ve kuruyemiş.
-Diş eti kanaması. önleyici gıdalar: Sebze ve meyveler.
-Göğüs ve boğazda sık görülen enfeksiyon. Önleyici gıdalar: Turuncu ve sarı meyve ve sebzeler, yeşil sebzeler.
-Ağız ve dudakların çatlaması, önleyici gıdalar: Havuç, tavuk, yumurta.
-Bacakların sivilcelenmesi önleyici gıdalar: Sebzeler, baklagiller, süt.
-Diş gıcırdaması ve uzun süre çene sıkma önleyici gıdalar: Baklagiller, balık, et.
-İshal ya da kabızlık Önleyici gıdalar: Fındık, havuç, bezelye.
Depresyon nasıl tedavi edilir ?
Depresyon tedavisi dört ayağı olan bir masa gibidir. Bu ayaklardan birinde aksama olursa hastalığın tedavisi aksar. Öncelikli olarak belirlenmesi gereken durum depresif belirtilerin herhangi başka bir tıbbi hastalığın sonuçları olup olmadığının anlaşılmasıdır, hipotiroidi , diyabet başta olmak üzere kronik hastalıklarla birlikte depresyonun görülme oranı fazladır, yapılması gereken şey gerekli tetkiklerin yapılması ve bu düzensizlik saptanan bulguların tedavi edilmesidir.
Eğer başka bir tıbbi hastalık yoksa ya da var olan hastalık kontrol altındaysa, depresif belirtilerin başlamasına sebep olabileceği düşünülen hayat olayları incelenir. Çoğu kez depresif belirtiler, aile içi bir tartışmanın, bir ölümün, kaybın , maddi sıkıntıların ardından başlar ki eğer esas sorun teşkil eden hayat olayı anlaşılmazsa depresyonu ilaçla tedavi etmeye çalışmak yetersizdir.
Eğer altta yatan hayat olayı düzeltilmesine rağmen belirtiler devam ediyorsa, herhangi bir stresör faktör yoksa ya da kişi de belirgin ve ciddi depresyon belirtileri varsa ilaç tedavisi tercih edilir. Bu konuda yapılması gereken şey başvurduğunuz hekimin tedavi protokolüne uymak, doktorunuz belirtmeden ilacın dozunu değiştirmemek ve ilacı doktorunuzun onayı olmadan kesmemek olmalı.
Anti-depresan ilaç kullanırken ilk 10 gün sıkıntılı geçebilir, ilk on gün,bazen de ilk bir ay süresince, ilacın etkisini görememe, mide bağırsak yakınmaları, sersemlik hissi, kaygı, heyecan şikayetleri görülebilir, eğer bahsi geçen durumlar gündelik hayatınızı çok etkilemiyorsa, bunların ilacın beklenen yan etkilerinden olabileceği, belli bir süre sonra bu şikayetlerin kaybolacağı bilinmelidir. İlaç tedavisine devam etmek doğru seçenektir , fakat eğer şikayetler katlanılamaz dereceye gelmişse o zaman doktorunuza başvurmanız ve tedavinin tekrar gözden geçirilmesi doğru seçenek olacaktır.
İlaç ne kadar süre kullanılmalı ?
Çok sık karşılaşılan yanlış davranışlardan biri de şikayetlerin azaldığını hissedince doktor onayı olmadan ilacın dozunu azaltmak ya da tamamen kesmektir. Eğer depresif yakınmalarınızın tamamen geçmesini ve tekrarlama riskinin en aza inmesini istiyorsanız bütün şikayetlerinizin gerilediği andan itibaren mevcut ilaç dozuyla bir yıl süreyle tedavinizin devam etmesi gerekir.
Antidepresanların olumlu ve olumsuz etkileri
Depresyon, herkesin başına gelebilecek ve bir psikiyatrist tarafından tanısı kolayca koyulabilen ve tedavi süreci neredeyse evrenselleşmiş, kolaylıkla tedavi edilebilen bir hastalık. Buna rağmen, dünyada tedavi edilebilir durumdaki depresyon hastalarının sadece %10′ u tatminkar bir tedaviye ulasabiliyor. Tüm bunlar ruh sağlığı alanında dünyada halen daha gidilmesi gereken çok yol olduğunu gösterir veriler.
Depresyon hastası olan kadın ve erkeklerde cinsel istek ve arzuda belirgin bir azalma oluyor. Hatta depresyonu ağırlaşan kadın hastalarda adetten kesilme de gözlenebiliyor. Aralarında bizim de bulunduğumuz bazı ülkelerde ruhsal sebeplerle direk olarak psikiyatriste gitmek ( yavaş yavaş değişiyor da olsa) halen daha meşakkatli bir konu.. Bu nedenle bir çok hasta aslında depresyon hastası olduğunun farkında olmadan ama depresyon nedeniyle ortaya çıkmış fiziksel bir rahatsızlıktan ötürü psikiyatri dışı hekimlere yöneliyor.
Düzelmeyen Kronik depresyon
Aslında depresyonu giderek derinleşen erkek hastaların durumu için ‘ trajedi’ desek , herhalde yersiz olmaz.
isteksizlik depresyon hastalığının en önemli bulgularından biridir, bazen depresyonun diğer bulguları belirgin olmadığı halde ortaya çıkabilir, iyi klinisyenler, disfonksiyonla karşılaştıklarında, bunun ruhsal nedenleri olup olmadığını mutlaka düşünürler.
Depresyon tedavisinin işlevler açısından en zorlayıcı taraflarından biri, hastalığn doğasında var olan libido azalmasının, birçok antidepresanın yan etkisi olarak da ortaya çıkabilen istek azalmasından ayırt edilmesinin güçlüğüdür. Antidepresanlar , giderek çeşitlenen ve yan etkileri azaltılan formlarda, depresyon tedavisinin ana gövdesini oluşturmaktalar. Hafif ve orta şiddetli depresyonlarda sadece psikoterapi ile düzelme sağlamak mümkün olabilse de ortanın üzeri şiddette olan depresyonlarda ilaç tedavisi vazgeçilmez konumdadır.
Medyada çok vurgulanan ‘antidepresanlar etkisiz mi‘ gibi tartışmalara ciddi bilimsel çalışmalar ışığında bakıldığında 3 ay antidepresan kullanan hastaların %60 civarında bir kısmının iyileştiği, bu oranın etkisiz ilaç (plasebo) ile %30 olduğu, yani antidepresanların plaseboya göre 2 kat etkili olduğu gözleniyor (hafif depresyonlarda antidepresan kullanmanın gerekli olup olmadığı ayrı bir yazının konusu olabilir)
Dünyada, yılda 60 -70 milyon kutu civarında antidepresan reçete ediliyor.Bunların en büyük kısmını beyinde serotonin adlı hormonu arttıran, SSRI denen ilaçlar oluşturuyor. 1980 ‘lerden beri piyasada bulunan bu ilaçlar depresyon tedavisinde devrim diye nitelenebilecek bir değişim yaratmış, milyonlarca insana hayat ışığını geri vermiş durumda, aslında genel olarak bakıldığında yan etki profilleri de hafif baş ağrısı, bulantı gibi önemsenmeyecek derecede…
Maalesef, beyinde, depresyonu iyişeştiren serotonin hormonunu arttırmak, bir yandan da düzeltmeye çalıştığımız cinsel isteksizliğin daha da artmasına yol açabiliyor. Bu yan etki herkeste eşit şekilde görülmememekle beraber, bazı hastalarda hiç ortaya çıkmayabilir, bazılarında ise şiddetli olabilir.
Bir süre kullanılmaya devam edildiğinde cinsel yan etkilerin azalması ve depresyonun da tedavi yoluna girmesiyle, cinsel isteksizliğin düzelmesi nadir değildir ancak ilaca bağlı ortaya çıkan cinsel isteksizlik ve disfonksiyon eğer sebat ederse, psikiyatristiniz, kullanılmakta olan antidepresan dozunu azaltılabiliyorsa azaltmalı, eğer azaltmayı riskli buluyorsa, aynı etkiyi sağlayabilecek fakat cinsel yan etki profili daha az ( şükür ki artık böyle seçenekler de var) olan bir başka ilaca geçmeyi düşünmelidir.
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.
Burdur şehirinde yaşıyorum. Eskiden buralarda az sayıdaki kütüphaneden araştırırdık bu bilgileri.